Justice de la Gloire Hounmanakan
Adım Justice de la Gloire. Benin vatandaşıyım. Halen Benin’de yaşıyorum ve bir sanayi ve ticaret işletmesinde çalışıyorum. 2017 yılında Türkiye ‘de iki yıl geçirmeme imkân veren bir göç yolculuğu yaptım. Uluslararası yolculuğu ilk deneyişim değildi. Daha önce ABD, İsviçre ve Fransa’ya gitmek için de birkaç girişimde bulunmuştum, ama bunlar başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Sonra bir yakınım Türkiye’yi önerdi. Biraz araştırdıktan sonra Türkiye’nin vize verme konusunda gerçekten hoşgörülü olduğunu öğrendim. Böylece Türkiye’ye seyahatimi planlamaya başladım. Bir ay sonra 21 günlük vize alabildim. Yola çıkmak için hazırlık yapmaya başladım. Ancak ilk girişimim başarısız oldu. Air France şirketinden aldığım bileti kullanarak uçağa binemedim, çünkü havaalanı yetkilileri rotama güvensizlik gösterdiler. Bir hafta sonra onun yerine bir Türk Hava Yolları bileti aldım ve böylece kendimi İstanbul’da buldum. İlk hava yolculuğu deneyimimdi. Neyse ki her şey yolunda gitti. Benin’den iki kişi beraber yola çıkmıştık. Atatürk Havalimanı’na iner inmez bir taksiye atlayıp ev sahibi ailemizin bizi beklediği Fatih ilçesine gittik. Bunlar İstanbul’daki ilk birkaç günümüzde bizi ağırlayan Togolu karı-koca bir çift idi.
Topluma katılma
Kültürel, dilsel, sosyal ve hepsinden önemlisi mesleki açıdan bana tam anlamıyla yabancı olan Türk toplumuna entegrasyonum kademeli bir şekilde oldu. Ayakkabı ve çanta atölyelerinde altı ay güvencesiz çalıştıktan sonra nihayet göçmenlerin davalarını savunan bir STK’da iş buldum. Bu benim ilk gerçek işimdi. Önce yazılı ve sözlü bir sınavdan geçmem gerekti. Bu giriş sınavını alan yedi kişi idik. Sınavın sonunda listenin en başına geçtim. Sınav sonuçlarının açıklanmasından üç gün sonra, 18 Eylül 2017 Pazartesi günü işe başladım. Bu vesileyle liyakatime dayanarak bana güven duyan ve işe alan Doktor Condé Sékouba ve eşi Bayan Ayşe Lerzan Caner’e hak ettikleri takdiri ve teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Kendi ülkemde işsizdim, şimdi artık Türkiye’nin sivil toplum kuruluşlarından birinde Tıbbi Sekreter olarak çalışıyordum. Bu kuruluşun amacı Afrikalı göçmen ve mültecilerin sağlık haklarını savunmak ve özellikle Kumkapı’da bir klinik işleterek göçmen ve mültecilere ücretsiz doktor viziteleri ve bazı ilaçlar temin etmek, böylece onların başka türlü erişemediği tıp hizmeti vermekti. Bu işim hem benim için hem çevremdekiler için gurur kaynağıydı. Bu işe başlamamdan altı ay sonra kliniğimize finansman veren uluslararası kuruluşun yardımı sona erdi. Yardımın yeni bir dönem için uzatılmasını bekliyorduk, ancak kliniği açan Condé ve Caner çifti ile hükümet yetkilileri arasında siyasi sebepten bir çatışma çıktı, bir süre için tutuklandılar. Bu yüzden kliniğin finansmanının yenilenmesi de gerçekleşmedi. Bu işim kısa sürmüş olsa da çok değerli deneyimler kazandım. Farklı ülkelerden gelen büyük sayıda göçmenle (Afrika’dan, Asya’dan, Avrupa’dan ve Latin Amerika’dan) tanıştım, ayrıca bir dizi mesleki beceri geliştirdim. Yeni bir iş bulmak için yaptığım girişimler sonuç vermedi. Türkiye tekstil sektöründe kuvvetli olduğu için pazarlama becerilerimi geliştirmek zorunda olduğumu düşündüm ve kendime yeni bir iş alanı geliştirdim: Afrika ülkelerinden Türkiye’ye mal tedarik etmek için kısa süreli ziyaretler yapan tüccarlara mihmandarlık ve tercümanlık yaparak onların alışverişine yardım etmek ve bu işten komisyon kazanmak.
Bundan bir yıl sonra ikamet tezkeremi ikinci defa yenilemem gerekti. Bunu için ilk başvurumu 7 Mayıs 2018’de internet üzerinden yaptım ama sonuç başarısız oldu. Bunun üzerine yeni bir başvuru hazırladım ve 11 Temmuz 2018’de Pendik’teki Göç İdaresi ofisine şahsen giderek elden verdim. Bu sefer başvurum kabul edildi, ancak ne yazık ki ikamet tezkerem yenilenmedi. Birkaç hafta cevap almayınca başvurumun sonucunu öğrenmek için valiliğe gittim ve orada başvurumun reddedildiğini öğrendim. Yetkililer Türkiye’de daha uzun süre kalmak için geçerli bir nedenim olmadığına karar vermişlerdi. Durum iç politikadaki gelişmelerin sonucu idi. Milyonlarca Suriyelinin varlığı sonunda halkta büyük bir tepki yaratmıştı. Ama varılan bu nokta Afrikalı göçmenler için bir felaket oldu. Polis kontrolleri giderek sıklaşıyordu ve bu yüzden hiçbir yere çıkamaz olmuştum. Bunun üzerine ülkeme dönmeye karar verdim.
11 Mart 2019’da Cadjehoun’daki Cardinal Bernardin Gantin havaalanına indim. İki yıl aradan sonra vatanımı ve sevdiklerimi yeniden görmek benim için büyük bir mutluluk oldu.
Şimdi, bu deneyimi yaşadığım için gurur duyuyorum çünkü hayatı algılayışımı ve olayları görme biçimimi değiştirdi. Artık göçmenlik konusuna değişik bir açıdan bakıyorum. İnsanlar her zaman sefaletten kaçtıkları için göç etmiyor. Bazen siyasi misillemelerden veya etnik ve siyasi çatışmalardan kaçmak için göç ediyorlar. Uluslararası seyahate çıkmayı planlayan herkese şunu söylemek isterim: Böyle bir maceraya atılmak için bir anlık dürtüyle kalkıp gidemezsiniz. Hazırlıklı olmanız gerekir. Zihinsel ve psikolojik olarak da hazırlıklı olmalısınız, çünkü sevdiklerinizden uzakta yaşamak hiç kolay değil.
27 Aralık 2023